AKMER geleneksel iftarı gerçekleşti

Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in Ramazan ayı içerisinde mensupları ve yakın çevresine yönelik tertip ettiği iftar programı yoğun bir katılımla gerçekleşti.


AKMER geleneksel iftarı gerçekleşti İftar öncesi başlayan programda Ferhat Kıvrak Kur'an'ı Kerim'den Zümer suresi 10 ile 20. ayetler arasını okudu. Okunan ayetlerin mealini ise M. Fehmi Oğuz aktardı.

Daha sonra Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER yönetimi adına İhsan Yamaç bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Her geçen gün gelişen büyüyen çalışmalara emeği geçen tüm kardeşlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan İhsan Yamaç, bu çalışmaların meyvası olan bu geniş kitleyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bu tür günlerin birer bayram günü olduğunu belirten Yamaç, kardeşlerimizin buluştuğu, hasbihal ettiği, kucaklaştığı bu ortamların bereketinden istifade etmeliyiz dedi.

Ramazan ayı içerisinde gerçekleşen yardım organizasyonlarından da bahseden İhsan Yamaç, Yakın çevremiz, Gazze ve Suriye bölgeleri için kumanya çalışmalarının devam ettiğini hatırlattı.

Daha sonra AKMER faaliyetlerinin yer aldığı sinevizyon gösterimiyle devem eden programda daha sonra Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER kurucusu Yazar Hamza Er kürsüye davet edildi.

Hamza Er, "Hayatta sürekli tercihlerle karşı karşıya kalıyoruz ve sürekli bir şeyleri seçebilme durumunda oluyoruz. Hayata imtihan gözlüğüyle bakanlar bunu Allah’ın görmemizi, seçmemizi istediği yerden bakarak değerlendirdiği gibi iç dünyalarından Allah’ı, Ahireti, hesap gününü, kulluğu, cenneti, cehennemi, sorumluluğu farkedemeyenlerin tercihlerini ise dürtüleri –Hayvansal eğilimleri- yön vermektedir” diyerek sözlerine başladı.

Seçimlerimizden sorumluyuz, çünkü onlar bizim akıbetimizi, ahiretimizi belirleyecek olan tercihlerimizdir diyen Er, “insan seçebiliyorsa, seçme iradesine sahipse ve bunu meşru, fıtratına uygun şekilde kullanıyorsa değerlidir. İnsan seçebiliyorsa sorumludur. Seçebilme özelliğinde dolayı kuldur, imtihan ehlidir.” dedi.

“O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.” (67/Mülk,2) ayetini bu bağlamda aktaran Hamza Er şunları söyledi:

“Gerçekleştirdikleri seçimin üstünlük ve mükafat olarak kendilerine döndüğü topluluk ise iman edenlerdir. Onların en temel vasfı düşünebilme, akledebilme tercihleridir. Mü’minler bunca apaçık delillere bakıp, körü körüne direnme ve arzularına uyma yerine, akledebilmeyi seçmişlerdir. Bu yetenek onları imana ulaştırmış, daha dünyadayken üstünlük sıfatı ile müjdelenmelerini sağlamıştır. “Gevşemeyin üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.”(3/ 139)

Ayrıca iman edenler, şeytanın vesvesesine karşılık Allah(c)’ın yolunu(7/201), iblisin, isyanı ve dünya süsünü çekici göstermesine karşılık, ihlaslı olmayı(15/39-40), O’nun tüm zorlamalarına karşılık, hak yolda sebat etmeyi(17/65), dünya hayatına karşılık, ahireti(4/74), küfre karşı, imanı(2/41-99), şirke karşı, tevhidi(6/19-163), boş sözler, kuruntular ve hevesler yerine, vahyi(7/3), isyana karşılık, itaati(2/285), cimrilik yerine, cömertliği(47/38), korkaklık, tembellik ve ihmale karşılık, cesaret ve cihadı(4/74), tağuta kulluktan kaçınıp, Allah(c)’a kulluğu(2/256) tercih etmişlerdir.

Kendilerine sunulan batıl alternatifleri reddederek, seçimini hak istikametinde kullanan mü’minler, gerçek kazanç ve zafer olan Allah(c)’ın rızasını kazanarak cennetlere ulaşabilme yolunda ciddi bir adım atmışlardır.”

Hamza Er, daha sonra insanın hayatında kırılma anlarını teşkil eden dört tercihin önemine değindi.

Bu dört tercihi; ideal, mürşid, eş ve kardeş olarak belirten Hamza Er şu kısa açıklamalarda bulundu:

“İslam insana yön çizer, ufuk gösterir, hayatına anlam kazandırır. İdealimiz, Rahatlık, konfor, güzel elbiseler, güzel kadınlar ve erkekler, bol para, şöhretli bir yaşam… Köyde uzlette insanlardan uzak bir yaşam, kimseye karışmadığım, kimsenin karışmadığı bir yaşam mı olacak;

Veya; Adam gibi iman etmek, Sabikun olmak, Racul olmak, Hamza, Ömer, Musab, Hatice olmak, Hayrın, iyiliğin yayılabilmesinde baş aktör olmak, çocukların, kadınların ailelerin dirilişi için sürekli meşru alanlar hazırlamak, dinin hayata hakimiyeti için didinmek, proje ve plan hazırlamak mı?”

“Mürşid, irşad eden, doğru yolu gösteren, gafletten uyandıran, eğiten, rehberlik yapan kişidir. Allah Resulleri ilk mürşidler olarak seçmiş ve insanlığa göndermiştir. Sözü dinlenmeye layık olan ve kendisinin dikkate alınacağı kimselerin doğru seçilmesi gerekir. Bu konudaki hatalarımız bizi ateşe götürebilir.”

“Hak yolda itaatkar, sabırlı, dünya süsüne dalmayan, islami sorumlulukları konusunda eşine destek olan ve kendisi de iştirak eden, izleyen değil kulluğunu yerine getiren, iffetine, ahlakına, tarzına dikkat eden, yanlış ve hatalı konularda göz yummayan, nasihat eden EŞLER tercihimiz olmalıdır.”

“İnsanların hayatında, dostluğun ve arkadaşlığın çok büyük ehemmiyeti vardır. Öyle dostluklar vardır ki, kişinin bütün hayatını olumlu veya olumsuz yönde etkiler; hattâ âhiret hayatının iyi veya kötü geçmesine bile sebep olabilir.

Bizlerin de Harun gibi Musa’ya omuz veren KARDEŞLERİMİZ olmalıdır. Ebubekir gibi, Mus’ab gibi fedakar, iyi niyetli, pozitif KARDEŞLERİMİZ olmalıdır. "Sahabe" arkadaş demektir. Sahabeler, dostluk ve arkadaşlığın benzersiz numunelerini ortaya koymuşlar, sevgi ve saygının, fedâkârlık ve feragatin hârika örneklerini göstermişlerdir.”

Hamza Er “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla –sıddıklarla- beraber olun. “(9/Tevbe, 119) ayetinin altını çizerek sözlerini sonlandırdı.

Ezan okunmasıyla birlikte iftarlarını açan topluluk daha sonra birlikte Akşam namazının kılınmasıyla salondan ayrıldı.