N İ Ç İ N V A R I Z?


Zor bir zamanda yaşıyoruz. Hakkı yaşamanın, anlatmanın kınandığı dönem, içerisinde bulunduğumuz dönemdir.

İslam'ın diriltici taleplerinin yok sayıldığı, sorumsuzluğun, bireyselliğin, umursamazlık ve korkaklığın insanlığı kuşatmış olduğu dönem bu dönemdir.

Ve böyle bir dönemde, taşıdığımız İslami kimliğimiz gereği, bizi bekleyen sorumluluklarımız bulunmaktadır. Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten korumakla yükümlü olduğumuz aile fertlerimize karşı, sorumluluklarımız bulunmaktadır.

Modern batılı değerlerle bozulması amaçlanan Müslümanlara karşı sorumluluklarımız bulunmaktadır.

Tevhidi kimliğe sahip örneklerin, öncü modellerin artık görülemediği bir ortamda; göz önünde hakkı yaşayan şahitler olmak için var olmalıyız.
Doğrunun, imanın, Adam gibi duruşun çağımızdaki işaret taşları olabilmek için var olmalıyız...

Evet, Rabbimize sunacak sözümüz olması için var olmalıyız...

"Cahiliyenin kol gezdiği ortamda biz ona meyletmedik, yönelmedik, senin istediğin gibi kalmaya çalıştık, direndik ey Rabbimiz" diyebilmek için var olmalıyız.

Aksa İlim ve Davet Merkezi olarak bizler, Yasin suresindeki şehrin en uzak noktasından koşarak, zulmetmekte olanların karşısına dikilen ADAM'ın duruşunu duruşumuz kabul ettik.

"Ey insanlar sizlere ne oluyor da Allah'ın hükmünü beğenmiyorsunuz, onu gündemden çıkarmaya çalışıyorsunuz, sizleri hayat veren hakikatlere çağıran Allah'ın elçisini devre dışı bırakıyor örnek almıyorsunuz?" haykırışını, son nefesimize kadar ona muhtaç olanlara karşı yapabilmeyi kendimize görev bilmekteyiz. Ve bu görevi üstlenecek omuzların yetişeceği İlim ve Davet halkalarının yaygınlaşması gerektiğine inanmaktayız.

Hayat kendisine bağlanılmayacak kadar değersiz ve kısa... Peşinden koşulmayacak kadar da anlamsız... Ölüm herkese, hepimize iki parmağımız mesafesinde yakın...

Bizler, ölmeden yığınla salih amelleri Rabbimizin katına önceden gönderebilme çalışmasını birlikte gerçekleştirmek istiyoruz.

Oyalanacak ve anlamsız tartışmalarla zamanı tüketecek durumda değiliz. Madem, gençlik ve ömür hesabını vereceğimiz en kıymetli emanettir; o zaman bu emaneti hayırlarla geçirebilmek, hakkın istikametinde değerlendirebilmek için beraberce çalışmaya ihtiyacımız bulunmaktadır.

Yaşadığımız ortam ne kadar karanlık, gidişat ne kadar olumsuz da gözükse, bir tek Müslümanın yaşadığı yerde her zaman bir umut vardır ve daima var olacaktır. O tek bir Müslümanın ekeceği tohumu yeşertmek, yakacağı ışığı gürleştirmek, fısıltılarını çığlıklara çıkartmak Allah(c)'ın elindedir. Güç ve kuvvet sahibi olan O'dur. Bizlere düşen ise bulunduğumuz ortamın umudu olduğumuz özgüveniyle bu yardımı hak edecek adımları atabilmektir.